Türkiye hazır giyim sektörü, maliyet artışları ve rekabet kaybı nedeniyle zor günler geçiriyor. Sektör temsilcileri, acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) başkanları, mevcut durumu ve geleceğe yönelik beklentileri kamuoyuna açıkladı. TGSD Müşterek Başkanı Toygar Narbay, sektörün rekabetçiliğini kaybettiğini ve maliyet artışlarının önüne geçilemediğini belirtti.
Narbay, 2025 yılında da kan kaybının devam edeceğini ifade ederek, “Enflasyon ile yüksek ücret artışı arasında açıklanan rakamlardan kaynaklanan bir uyumsuzluk var.” dedi. Yüksek vergi, SSK yükleri ve enerji maliyetleri gibi sorunlar gündemde. Narbay, “Yüksek faiz ve baskılanan kur nedeni ile şu anda üretim şirketleri zarar ediyor.” diyerek mevcut durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Türkiye’nin Mısır, Fas ve Uzak Doğu ülkeleri ile karşılaştırıldığında yüzde 44 Kuzey Afrika’dan, yüzde 60 Uzak Doğu’dan daha pahalı olduğunu belirten Narbay, “Müşteri bize diyor ki kaliteniz var, lojistik avantaj, tasarım gücünüz var, biz size yüzde 20-25 fazla ödemeye razıyız ama yüzde 60 değil.” şeklinde konuştu. 2022 yılında yüzde 10.5 kar eden bir şirketin 2023’te karlılığının 5.6’ya düştüğünü belirtti.
2024’te sektörün ortalama yüzde 4.5 para kaybedeceğini ifade eden Narbay, “Bu, iki yıl üst üste sektör firmalarının sermayelerinin önemli bir bölümünü kaybetmesi anlamına geliyor.” dedi. İnovasyon ve verimlilik artışı ile bu kaybın geri alınmasının mümkün olmadığını vurguladı. “Acil önlem alınması lazım.” diyerek hükümete çağrıda bulundu.
Türkiye’nin yaklaşık 12 milyar dolarlık iç pazar üretiminin 4 milyar dolarını dışardan alır hale geldiğini belirten Narbay, “Yüzde 30 gümrük vergisi olmasına rağmen ithalat artıyorsa Türkiye gerçekten rekabetçiliğini kaybetmiş durumda demektir.” dedi. Dış ticaret fazlasının 18 milyar dolardan 14 milyar dolara düştüğünü ifade etti.
Yatırımların karşılığında pazar olmadığı için ciddi bir üretim düşüşü yaşandığını belirten Narbay, “Elimizdeki atıl kapasiteyi Amerika’ya kullanabilirsek büyük bir fırsat var.” dedi. Bu durum, sektörün geleceği açısından endişe verici bir tablo oluşturuyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni gümrük vergilerinin Türk hazır giyim sektörü için büyük bir fırsat sunduğunu belirten Narbay, “Türkiye’nin yüksek entegre yapısı ve tasarım gücü ile bu yeni dünya düzeninde öne çıkabileceğini” söyledi. Kamu destekleri ile sektörün rekabetçiliğinin artması durumunda 5 milyar dolarlık ilave ihracat yapılabileceğini ifade etti.
Ancak bunun için kur desteklerinin ve Eximbank kredilerinin artırılması gerektiğini vurguladı. Uzak Doğu’dan ürün tedarikinde fiyat farkının yeni vergilerle birlikte yüzde 28 civarına düşeceğini belirtti. Bu durum, Türkiye için benzersiz bir pazar kazanım fırsatı sunuyor.
EGSD Başkanı Yasin Akçakaya, son iki yılda hazır giyim ithalatının 2 milyar 600 milyon dolardan 4 milyar dolara çıktığını belirtti. İthalatın artmasının nedenleri arasında kurların düşük olması ve yurt içi maliyetlerin yüksek olması yer alıyor. Akçakaya, “Sektörümüz 2 yıldır zararına ürün yapıyor.” dedi.
Artan maliyetler nedeniyle bazı üreticilerin yurtdışına kaydığını ve bunun uzun vadede sektörü tehdit ettiğini ifade etti. “Bu sektörün bilgi birikimi ve insan kaynağı bir hazine. Bunu korumak için çözüm üretmek zorundayız.” diyerek sektördeki sorunlara dikkat çekti.
Kur dönüşüm desteğinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Narbay, “Net katma değeri ve üretimi önceleyen bir teşvik sistemi kurulmasını talep ediyoruz.” dedi. Yüzde 80 ithalat yapan bir firmaya verilen yüzde 2 kur dönüşüm desteğinin yetersiz kaldığını ifade etti.
Bu durum, sektörün sürdürülebilirliği açısından büyük bir önem taşıyor. Narbay, “Hazır giyim endüstrisinin net ihracatına yüzde 10 kur dönüşüm desteği verilmesini talep ediyoruz.” diyerek sektördeki destek ihtiyacını vurguladı.