Türkiye’nin altın üretimi 2024 yılında 32,2 tona geriledi. Altın Madencileri Derneği Başkanı Hasan Yücel, bu durumun son beş yılda 10 tonluk bir kayba işaret ettiğini belirtti. Yücel, üretimdeki düşüşün kabul edilemez olduğunu ifade etti. Dünya altın fiyatlarının zirvede olduğu bir dönemde, Türkiye’nin üretimde gerilemesi, potansiyelin değerlendirilemediğini gösteriyor.
Yücel, Türkiye’nin toplamda 6 bin 500-10 bin ton arasında altın rezervine sahip olduğunu ve bu rezervlerin değerinin yaklaşık 397-611 milyar dolar arasında değiştiğini vurguladı. Ancak, bu devasa potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini belirtti. İyi bir planlama ile 100 ton altın üretmenin mümkün olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin yıllık altın ihtiyacının 160 ton seviyesinde olduğunu belirten Yücel, 2024 yılında yerli üretimle yalnızca 32,2 tonluk kısmının karşılanabildiğini ifade etti. Aradaki 127,8 tonluk açık, ithalat yoluyla kapatılmak zorunda kalıyor. Bu durum, Türkiye’ye her yıl milyar dolarlık bir fatura çıkarıyor.
Yücel, “Altın ithalatına dayalı bir ekonomi sürdürülemez” dedi. Cari açığın büyümesine neden olan bu tabloyu değiştirmek için yerli üretimin artırılması gerektiğini vurguladı. Merkez Bankası verilerine göre, 2023’te parasal olmayan altın ithalatı önceki yıla göre yüzde 46,9 artarak 30 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, altyapı yatırımları açısından büyük bir fırsat maliyetine işaret ediyor.
Altın üretiminde karşılaşılan bürokratik engellerin sektörü yavaşlattığını kaydeden Yücel, girişimcilerin uzun ve karmaşık izin süreçleriyle boğuştuğunu belirtti. Bu süreçler, yatırımcıların cesaretini kırıyor. Eğer bu engeller kaldırılmazsa, mevcut yatırımlar bile sürdürülebilir olamayacak ve yerli altın üretimindeki düşüş devam edecektir.
Yücel, yatırım ortamını iyileştirecek somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, altın üretimini 100 tona yükseltme hedefinin hayal olmadığını belirtti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın bu hedefi gerçekleştirmek için büyük bir gayret gösterdiğini ifade etti.
Yücel, altın ithalatına dayalı ekonomik modelin sürdürülemez olduğunu belirtti. Eğer üretim artırılmazsa, dışa bağımlı bir ekonomi içinde kaybolmaya devam edilecektir. Oysa bu potansiyeli değerlendirerek cari açığı azaltmak ve milyarlarca doları eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlara aktarmak mümkün.
Yücel, “Eğer üreticilerin önü açılırsa, birkaç yıl içinde 100 ton seviyelerine ulaşabiliriz” dedi. Böylece hem cari açık azalacak hem de ekonomiye on milyarlarca dolar kazandırılacaktır. Türkiye’nin altın üretimindeki bu düşüş, stratejik bir kayıp olarak değerlendirilmeli ve acil önlemler alınmalıdır.