AKP iktidarı, 2002 yılı öncesini ‘Eski Türkiye’, iktidarda oldukları dönemi ise ‘Yeni Türkiye’ olarak niteliyor. Ancak AKP iktidarında geçen 23 yılda işçi, memur, emekli ve tüm sabit gelirlilerin maaşı mum gibi eridi. Sabit gelirli için sosyal hayat bitti. Emekli ve asgari ücretli aylık geliriyle geçinemez, kirasını bile ödeyemez hale geldi.
Hukuk ve sağlıkta ise tam bir gerileme var. Bu durum, sabit gelirli bireylerin yaşam standartlarını ciddi şekilde etkiledi. Yeni Türkiye'de işçi, emekli ve memurların durumu, geçmişle kıyaslandığında oldukça olumsuz bir tablo sergiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan resmi verilere göre, 2002’de asgari ücret 184 TL, en düşük SSK emekli aylığı 257 liraydı. Yani emekli aylığı asgari ücretin 1.39 katıydı. Aynı denge korunmuş olsa bugün en düşük SSK emeklisinin aylığı 30 bin 824 TL olacaktı.
O tarihte asgari ücrete göre en düşük memur emeklisi 2.04 kat, kamu işçisi 5.5 kat, en düşük memur 2.13 kat fazla maaş alıyordu. Bu denge korunmuş olsaydı, emeklilerin yaşam standartları çok daha yüksek olacaktı.
Eski Türkiye’deki bu denge korunmuş olsa en düşük memur emeklisi 16 bin 532 TL yerine 45 bin 157 lira, kamu işçisi 43 bin 661 TL yerine 121 bin 378, en düşük memur da 43 bin 726 lira yerine 47 bin 016 lira maaş alıyor olacaktı. Bu rakamlar, sabit gelirli bireylerin ekonomik durumunu gözler önüne seriyor.
Üstelik bu yıl asgari ücrete gerçekleşen enflasyonun altında zam yapılmasa bu rakamlar daha da yüksek olacaktı. Eskiden emekli fitreye muhtaç değildi, işçi bile asgari ücretiyle 2 tam altın alıyordu. Ancak Yeni Türkiye’de bu durum değişti.
Yeni Türkiye’de işçinin, emeklinin, memurun tüm dar ve sabit gelirlilerin durumu ortada. Hukuk ve sağlık alanında yaşanan gerileme, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu durum, toplumda adalet ve eşitlik arayışını artırıyor.
Peki ya hukuk, adalet, eğitim, sağlık, tarım, çalışma hayatı? İşte yeni Türkiye’nin hali: Ekonomik dengesizlikler ve sosyal adaletsizlikler, bireylerin yaşamlarını zorlaştırıyor. Bu durum, toplumda büyük bir huzursuzluk yaratıyor.