Yazıcı, sosyal medya hesabından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in boykot çağrısına ilişkin paylaşımda bulundu. Yazıcı, bu çağrının sadece yanlış değil, aynı zamanda 'suç' oluşturabileceğini belirtti. Bu durum, hukukun temel ilkeleri açısından önemli bir tartışma konusu haline geldi. Yazıcı'nın açıklamaları, siyasi rekabetin hukuki çerçeveler içinde kalması gerektiğini vurguluyor.
Yazıcı, 'Kanunu bilmemek mazeret değildir' ifadesiyle, hukukun herkes için geçerli olduğunu hatırlattı. Bu bağlamda, boykot çağrısının sonuçları üzerinde durulması gerektiğini ifade etti. Siyasi liderlerin yaptıkları açıklamaların, toplumsal etkileri göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi önemlidir.
Yazıcı, boykot çağrısının 'vandallık eylemine' dönüşmesi durumunda, hem fiili icra edenin hem de onu azmettirenin hukuki sorumluluk taşıyacağını belirtti. Bu durum, ceza hukuku ve tazminat hukuku açısından önemli bir mesele olarak öne çıkıyor. Yazıcı, bu tür eylemlerin sonuçlarının ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı.
Ceza yargısı pratiğinde, fiili bizzat icra eden 'asli maddi fail' olarak tanımlanırken, bu fiili azmettiren ise 'asli manevi fail' olarak kabul edilmektedir. Bu ayrım, hukukun işleyişi açısından kritik bir öneme sahiptir. Yazıcı, 'Hiçbir aymazlığı hukuk himaye etmez' diyerek, hukukun herkes için geçerli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Yazıcı, siyasi rekabetin hukukun sınırları içinde kalması gerektiğini ifade etti. 'Siyasi rekabet, legalite yok sayılarak yapılamaz' ifadesi, demokratik bir toplumda hukukun üstünlüğünün önemini vurguluyor. Siyasi liderlerin, yaptıkları açıklamaların sonuçlarını düşünerek hareket etmeleri gerekmektedir.
Bu tür açıklamalar, toplumda farklı algılara yol açabilir. Yazıcı'nın değerlendirmeleri, siyasi liderlerin sorumluluklarını hatırlatıyor. Hukukun, siyasi tartışmaların bir parçası olarak ele alınması gerektiği açıktır. Bu bağlamda, Yazıcı'nın uyarıları dikkate alınmalıdır.