Suriye’de Beşşar Esad yönetimini deviren cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki yeni yönetimin lideri Ahmet eş Şara, ülkede düzenlenecek olası bir seçime ilişkin dün ilk kez açıklamalarda bulundu. Eş Şara, Suudi Arabistan merkezli AlHaddad ve Al Arabiya kanalının ortak yayınına katılarak, yeni bir anayasa taslağının hazırlanmasının üç yıl, seçimlerin düzenlenmesinin ise dört yıla kadar sürebileceğini ifade etti. Ayrıca, meşru bir seçim için kapsamlı bir nüfus sayımının yapılması gerektiğini vurguladı.
HTŞ lideri, Suriye’nin terör örgütü PKK saldırıları için “fırlatma rampası” olmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Savunma Bakanlığı’nın “Kürt güçleri” kendi saflarına katmayı planladığını, HTŞ’nin feshinin ise Ulusal Diyalog Konferansı’nda ilan edileceğini dile getirdi. Eş Şara, Rusya’nın Suriye ile ilişkilerini zayıflatacak şekilde ülkeden çıkmasını istemediklerini de sözlerine ekledi.
Eş Şara’nın açıklamaları, Suriye’nin geleceği açısından önemli bir strateji belirliyor. Suriye’deki geçici hükümetin uzun süreli bir varlık göstermesi durumunda, ülkedeki tüm grupların temsil edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, “Üç yıl boyunca anayasa olmayacaksa da geçici anayasa yapıp o insanların geleceklerini garanti altına almak zorundalar” dedi.
Bağcı, Suriye’nin demokratik bir yapıya geçmesinin ülkenin varlığı açısından kritik olduğunu belirtti. Aksi takdirde iç savaşın kaçınılmaz olacağına dikkat çekti. “Kadınların eğitiminden tutun da hemen her konuda insanların geleceği hakkında kesinlik sağlamalılar” ifadesiyle, Suriye’nin geleceği için önemli bir uyarıda bulundu.
Türkiye’nin eğer eş Şara üzerinde etkisi varsa, Suriye’nin demokratik bir yapıya kavuşması için çaba göstermesi gerektiği vurgulandı. Bağcı, “Suriye’de hedef, açık bir toplum mu yoksa demir pençe tarafından yönetilen bir ülke mi?” sorusunu gündeme getirdi. Türkiye’nin etkisini göstermesi gerektiği ifade edildi.
Bağcı, “Eğer demokratik olmayan bir yapı ortaya çıkarsa ihale Türkiye’ye kalır” diyerek, Türkiye’nin Suriye’de demokratik, denetlenebilir kurumlar oluşturulmasına katkı vermesi gerektiğini belirtti. “Din ile yönetilen bir Suriye’nin işi zor olacak ancak demokratik bir Suriye’nin yaşama şansı daha yüksek” şeklindeki ifadeleriyle, Türkiye’nin sorumluluklarını hatırlattı.